UMRE
⇒Sözlükte “ziyaret, Kâbe ziyareti; imar” anlamlarına gelen umre fıkıhta ihrama girerek Kâbe’yi tavaf edip Safâ ile Merve arasında sa‘y yapmayı ifade eder. İ‘timâr “umreyi eda etmek”, mu‘temir “umreyi eda eden kimse” demektir.
⇒Gerek eda mekânı gerekse âdâb ve erkânı bakımından hac ve umrenin birçok ortak noktası vardır. Ancak hac hicrî takvimin belirli ay ve günlerinde eda edilen, umrede yapılanların yanında Arafat ve Müzdelife vakfeleri, Mina’da geceleme, şeytan taşlama gibi başka fiilleri de içeren kapsamlı bir ibadet ve İslâm’ın temel şartlarından biri olması dolayısıyla hac ve umreyi birbirinden ayırmak için hacca “büyük hac” (el-haccü’l-ekber; bk. et-Tevbe 9/3), umreye “küçük hac” (el-haccü’l-asgar; bk. İbn Hibbân, XIV, 504) denilir.
⇒Umre kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de aynı âyet içinde iki defa (el-Bakara 2/196), bir âyette de fiil şeklinde (el-Bakara 2/158) geçer. İlk dönemden itibaren hadis ve fıkıh eserlerinde müstakil başlık altında veya hac bölümü içinde umreyle ilgili rivayet ve hükümlere yer verilmiştir.
⇒Ayrıca birçok âlim hac ve umreye dair müstakil eserler yazmış, bu konuda zengin bir literatür oluşmuştur.
Umrenin Farzları:
1-İhrama girmek,
2-Kâbe’yi tavaf olmak üzere 2’dir. İhram şart, tavaf ise rükündür.
Umrenin vacipleri:
1-Say,
2-Tıraştır. Umrenin yasaklarına uymayan ve vaciplerini terk edene dem gerekir.
Şafii ve Hanbelî’de ömürde bir defa umre yapmak farzdır.