‘’Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, hergün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve köşe çalışmanın en müsait yeridir. Bir zamanda yalnız tek bir iş yap, yalnız bir ders ve bir kitap hatta bir fasıl üzerine çalış’’
Bir çınar için toprak altındaki kökleri ne ise ve bu kökler kurudukça çınar nasıl kurumaya başlarsa- bir millet için de tarih odur. Tarihini bilen millet, kökü sağlam çınar gibidir. Zamanla eski âdet ve anânesini, yaşayış tarzını unutan, tarihini bilmeyen, ecdâdının neler yapmış olduğundan haberi olmayan bir millet, kendini ayakta tutan köklerinden birkaçını kurutmuş demektir.
Tarih okuyarak onu sulamak lâzımdır. (Kâzım Paşa)
Mezhepler, Efendimiz’de mâkes bulan hakikat-i şeriati, usûlde olmasa bile teferruatta âdeta bölüştürmüşler ve herkes bunun bir kısmını sistemleştirmiş ve yaşamıştır. Aksine o, bütünüyle tek bir ferdin üstüne yüklense, götürülemeyecek bir yüktür. İşte böyle bir bölüştürmede rahmet vardır. Ayrıca mezheplerin farklılığında kolaylık da söz konusudur. Bir insanın, bir mezhebe göre hareket ve davranışları uymazsa, bilmeyerek yaptığı hataları, bir başka mezhebe göre affedilir ve o kişi şeriata göre hareket etmiş sayılır. Allah öyle kabul buyurur ve mükâfatlandırır. İNŞALLAH