VİTİR NAMAZI
1-Vitir namazı nedir, nasıl kılınır?
&Vitir namazı, yatsı namazından sonra kılınan, Hanefîlere göre üç rekâtlı vacip bir namazdır. Vitir namazının her rekâtında Fâtiha ve ardından bir sûre ya da birkaç âyet okunur. İkinci rekâtın sonunda oturularak sadece tahiyyât duası okunur. Üçüncü rekâtta kıraat tamamlandıktan (Fâtiha ve ardından bir sûre ya da birkaç âyet okunduktan) sonra eller kulaklara kadar kaldırılarak tekbir alınır ve kunut duaları okunur. Vacib olan bu namaz yatsı namazı kılındıktan sonra sabah namazının vakti girinceye kadar herhangi bir zamanda kılınabilir. Zira Hz. Peygamber(s.a.s.), “Vitir namazını yatsı namazı ile tan yerinin ağarması arasında kılın” (Ebû Dâvûd, Vitir, 1; Tirmizî, Salât, 220; İbnü’l-Hümam, Feth, I, 426) buyurmuştur. Uyanabilecek olan kimsenin vitir namazını gecenin sonunda, yani imsak vaktinden bir müddet önce kılması daha faziletlidir (Müslim, Salâtü’l-müsafirîn 162; Tirmizî, Salât, 222). Ancak uyanamayacağına dair endişe taşıyan kimsenin, vitir namazını uyumadan önce kılması uygun olur. Vaktinde kılınamayan vitir namazının daha sonra kaza edilmesi vaciptir (İbnü’l-Hümâm, Feth, I, 426).
&Diğer mezheplere göre ise vitir namazı kılmak sünnettir (İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 591-594).
2-Vitir namazının delili nedir? Mezhepler arasında vitir namazı hakkında neden farklılıklar vardır?
&Vitir namazının dayanağı Hz. Peygamberin(s.a.s.) sözleri ve uygulamalarıdır. Hz. Peygamber(s.a.s.), “Vitir, her Müslüman üzerine bir vazifedir.” (Ebû Dâvûd, Vitir, 2; Nesâî, Kıyamu’l-leyl, 40) buyurmuş, gecenin son namazının, tek sayılı rekâtlarla (vitr) olmasını tavsiye ve teşvik etmiştir (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 148).
&Vitir namazının Hz. Peygamberin(s.a.s.) sünnetiyle sabit olduğu konusunda fıkhî mezhepler arasında ihtilaf olmamasına rağmen; hükmü, rekât sayısı, kılınma şekli ve kunût dualarıyla ilgili bazı görüş ayrılıkları vardır. Bu ayrılıkların temel sebebi, konuyla ilgili rivayetlerin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Hanefî mezhebine göre vitir namazı, Hz. Peygamber sürekli kıldığı ve zannî olmakla birlikte kesin ifadeler taşıyan bir delille emredildiği için “vacip” kabul edilmiştir (Kâsânî, Bedâî’, I, 270; İbn Nüceym, el-Bahr, II, 40). Diğer mezheplere göre ise vitir, “sünnet” namazlardandır (İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 591-595).
3-Vitir namazının üçüncü rekâtında eller niçin kaldırılıp tekrar bağlanır?
&İbadetler ‘tevkîfî’, yani Allah’ın emrettiği ve Hz. Peygamberin(s.a.s.) tarif ettiği şekilde eda edilir. Vitir namazında kunûttan önce tekbir esnasında ellerin kaldırılıp bağlanması, Hz. Peygamber’den(s.a.s.) gelen bazı rivayetlere dayanmaktadır (Ebû Yûsuf, el-Âsâr, s. 21; Zeylaî, Nasbu’r-râye, I, 389-391; Mübârekfûrî, Tuhfe, II, 567).
4-Vitir namazının üçüncü rekâtında tekbir almayı unutan kimse ne yapmalıdır?
&Bir kimse kunut yapmayı unutur ve rükûdan sonra hatırlarsa, ondan kunut düşmüş olur (Kâsânî, Bedâî’, I, 274). Bunun yerine namazın sonunda sehiv secdesi yaparak namazını tamamlar (Alâüddîn, el-Hediyyetü’l-‘Alâiyye, s. 95). (Bkz. 143 nolu fetva).
5-Vitir namazında kunût duasını okumayı unutan kimse namazını nasıl tamamlar?
&Sözlükte Allah’a ihlasla kulluk etmek, namaz ve duayı uzatmak, sükût etmek, dua etmek, ibadet kastıyla ayakta durmak gibi anlamlara gelen kunût, dinî bir terim olarak, namazda rükûdan önce veya sonra ayakta dua etmeyi ifade eder.
&Vitir namazında kunût duasını okumak vaciptir. Bundan dolayı kunût duasının terki veya tehirinden dolayı sehiv secdesi yapmak gerekir (Haddâd, el-Cevhera, I, 92).
&Vitir namazını kılmakta olan bir kimse, unutarak ya da yanılarak kunût duasını okumadan rükûya giderse, bu kimse namazına devam eder ve sonunda sehiv secdesi yapar. Ancak bu kişi, rükûdan kalktıktan sonra kunut duasını okursa, sonrasında tekrar rükû yapmadan secdeye gider ve yine namazın sonunda sehiv secdesi yapar (Kâsânî, Bedâî’, I, 274; el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 141).
6-Kunût duasını bilmeyen bir kimse ne yapar?
&Hanefîlere göre, vitir namazının üçüncü rekâtında kunût yapmak vaciptir. Kunûtta tekbir alınır ve kunut duaları olarak bilinen “Allahümme innâ neste’înuke” ve “Allahümme iyyâke na’büdü” duaları okunur (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 245; Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, I, 249; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 442). Bu duaları bilmeyen kimse ezberlemeye gayret eder; ancak ezberleyinceye kadar “Rabbenâ âtinâ” duasını okur veya üç defa “Allahümmeğfir lî” demekle yetinir.
&Şâfiî ve Mâlikîlere göre ise, sabah namazının ikinci rekâtında, rükûdan sonra kunût yapılır. Sabah namazında kunût yapmak Şâfiîlere göre sünnet, Mâlikîlere göre ise müstehaptır. Şâfiî veya Mâlikî mezhebine mensup imamın arkasında sabah namazı kılan Hanefî bir kimse, dilerse kunût duasına katılır, dilerse sessizce bekler (Merğînânî, el-Hidâye, II, 32,33).