AKAİDİN TANIMI
⇒Akaid: ‘’Gönülden bağlanılma, düğüm atmışçasına, bağlanma’’ anlamındadır. İnanılması zorunlu ilkeleri vardır. İman esaslarından bahseden ilme akaid denir. İman esaslarının belirlenmesinde tek kaynak vahiy’dir.
?Kelâm; Konusuna göre Kelâm ilmi, “Allah’ın zat ve sıfatlarından, peygamberlikle ilgili konulardan, başlangıç ve sonları bakımından varlıkların durumlarından İslâm’ın teınel nasları doğrultusunda söz eden ilim” olarak tanımlanır. Kelam, amaçları açısından da “kesin delillere dayanarak muhaliflerin ileri sürdüğü şüphe ve itirazları ortadan kaldırmaya ve bu yolla İslâm inançlarını ispatlamaya çalışan ilim” olarak tanımlanır.
?İman: Bir şeyi söylediği sözle tasdik etmektir. Zarurat-ı diniyyeyi tasdik etmek, tereddütsüz kabul etmek, gönülden inanmaktır. İmanın hakikati ve özü kalbin tasdikidir. Diliyle ikrar etmezse Müslüman hükmü uygulanmaz. Kalp ile tasdik dil ile ikrardır. Kalbin tasdiki imanın şartı rüknüdür. Dil ile ikrar ise imanın tanınmasını sağlar.
?İcmai İman: Toptan inanmadır. Tevhid, şehadet kelimeleriyle olur. Bu iman yeterli olmakla birlikte inanılması gerekli öğretileri tekerteker öğrenmesi zorunludur.
?Tafsili iman: Açık ve geniş bir şekilde tek tek inanmaya denir. Tafsili iman kişinin imanını olgunlaştırır. Bu 3 derecedir; 1. Allah, peygamber, ahirete iman. 2. Amentü. 3. Tevatür haberlerin hepsini kabul etmedir.
?Taklidi iman: Delillere dayalı olmaksızın sadece çevrenin telkini ile meydana gelen imandır. Avam-ı taklitte yapılan imandır. Bu tür iman geçerli olmakla birlikte akli dini delillerle güçlendirmekle sorumludur.
?Tahkiki İman: Delillere bilgiye, araştırmaya ve kavramaya dayalı imana denir. Neye, niçin, nasıl inandığını bilmesidir.
?İman Amel Arasındaki Bağ: Amel iradeye dayalı davranış demektir. Tasdik ve ikrarda birer ameldir. Kalbin ve dilin hali de ameldir. Amel imandan bir parça değildir ama arasında sıkı bir bağ vardır.
?Amel İmanın Ayrılmaz Parçası Değildir: Ehl-i sünnete göre amel imanın parçası, rüknü, olmazsa olmaz unsuru değildir. İmanı olupta günah işleyen, işlediği günahı helal saymadığı müddetçe mümin sayılır. Kur’an’da amel ve salih amel ayrı ayrı anlatılır. Kur’an’da amelin işe yarayabilmesi için iman şart koşulmuştur. Bazı ayetlerde büyük günahın imanla birlikte bulunabileceği söylenmiştir.
?Amelin Gerekliliği Ve İman İle Olan İlgisi: İman ile salih amel yanyana zikredilir. Amele dönüşmemiş iman meyvesiz ağaca benzer. İmanın sönmemesi amele bağlıdır. Amel imanı güçlendirir, cehennemden alıkor.
?İmanın Artması Ve Eksilmesi: Ehl-i sünnete göre inanılması gereken hususlar artmaz ve eksilmez. İman esaslarından birini inkâr kişiyi kâfir yapar. İman güçlü veya zayıf olma açısından farklılık gösterir. İman nitelik bakımından artma-eksilme olur.
?İmanın Geçerli Olmasının Şartları: Hür iradeyle olmalı. Baskı, tehdit olmamalı. Son nefesteki iman geçerli olmaz. İman esaslarından hepsini kabul etmelidir. Allah’ın rahmetinden ne ümitsiz ne de emin olmalıdır.(havf-reca) Rahmetten ümidi kesme veya kendine çok güvenip cennetliğim demek kişiyi kâfir yapar.
?İman-İslam İlişkisi: İslam; ‘’itaat etmek, boyun eğmek, teslim olmak, esenlikte kalmak’’ anlamına gelir. Yüce Allah’a itaat etmek, kalp ile tasdik dil ile peygamberin getirdiklerini dil ile tasdik etmek. Teslimiyet 3 türlü olur: kalp ile, dil ile, organlar ile. Bazen İman-İslam aynı anlamda kullanılır, bazen kullanılmaz. İman kalbin hareketi, islam ise dil ve organların hareketidir.
?Büyük Günah Kavramı: Bozgunculuğa sebep olan hakkında tehdit edici nas ve hadis bulunan cezaya sebep olan davranışlardır. Şirk en büyüğüdür. Ana-babaya itaatsizlik, yalancı şahitlik, sihir, adam öldürme, yetim malı, faiz, savaştan kaçmak, iftirada bulunmaktır. Büyük günahı işleyen fasık, facir kimse günahını helal saymadıkça mümindir.
?Tasdik Ve İnkâr Bakımından İnsanlar: Mümin – Kafir – Münafık olmak üzere 3’e ayrılır.
1-Mümin: Allah’a ve peygamberin getirdiklerine yürekten inanıp kabul ve tasdik eden kimseye mümin denir.
2-Kâfir: İslamın temel prensiplerine inanmayan zaruriyat-ı diniyeyi kabul etmeyendir. Örten anlamındadır.
3-Münafık: Müminler gibi yaşayan ama kalpten inanmayan kimseye münafık denir. Münafığa dünyada Müslüman hükmü verilir.
?Küfür Ve Şirk: Küfür ‘’örtmek’’ anlamındadır. İman esaslarından bir veya birkaçını inkâr etmekle olur. Şirk ‘’ortak kabul etmek’’ anlamındadır. Müşrikler Allah’ın varlığını inkâr etmezler.
?İman-Küfür Arasındaki Sınır: İman; Hz. Peygamberin getirdiklerinin hepsini tasdik etmektir. Küfür ise inkâr etmektir. Amel, imanın göstergesidir. İmanını diliyle ikrar eden herkese Müslüman uygulaması yapılır. Sen mümin değilsin denilemez.
?Tekfir: Müslüman olduğu bilinen bir kişiyi inkâr özelliği taşıyan inanç, söz veya davranışından ötürü kâfir saymaya denir. İrtidad Müslümanın dinden çıkmasıdır. Mürted denir. Tekfir konusunda titiz davranmak gerekir. Tekfir dini inançlara karşı aleni saygısızlık ve saldırganlığı önleme, toplumda gerekli olan huzur ve sükûnu güvence altına alma, tekfir eden şahsa gerekli yaptırımların uygulanması içindir. Yersiz yapılan tekfir toplumsal parçalanmaya sebep olur. Dinden çıkan kimsenin kestiği yenmez, selamı alınmaz, selam verilmez, Müslüman kadınla evlenmesine müsaade edilmez, cenazesi kılınmaz.
?İman Esasları: Amentüyle ifade edilen kavramlardır. Ahiret ve meleklere iman sadece vahiyle bilgi elde edilebilir.