VAKIF ÇEŞİTLERİ
344-Âlimlerin ekseriyetine(Cumhur-u ülemaya) göre kaç türlü vakf vardır ve nelerdir?
&Cumhur-u ülemaya göre 4 kısımdır.
&Vakf-ı tam
&Vakf-ı kâfi
&Vakf-ı hasen
&Vakf-ı kabih
Âlimlerin çoğunluğuna göre vakflar lafız ve mâna durumu göz önünde bulundurularak başlıca dört kısımda incelenmiştir.
345-Vakf-ı Tam(Vakf-ı Lazım, vakf-ı Vacip) ne demektir?
&Konu bitip sıyak ve sıbakı ile ilgisi olmayan yerlerde yapılan vakıflar. يَوْمُ الدِينُ gibi. Başka bir tarifle, nahiv kaidelerine göre sözün son bulduğu kendisinden sonrası ile lafız ve mana açısından alakası bulunmayan yerde yapılan vakıftır. اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ da durmak gibi. Genelde olayın sona erdiği yerlerde bulunurlar. Bu durum ayet sonunda olabileceği gibi ayet ortasında da olabilir. لَّقَدْ أَضَلَّنِي عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَاءَنِي ۗ وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِلْإِنسَانِ خَذُولًا (Furkan 29) Bu gibi yerlerdeki durmayı Secâvendî vakf-ı lâzım olarak ifade eder ve durmak vaciptir. Durulduğunda geriden alınmaz.
346-Vakf-ı Hasen ne demektir?
&Mana tamam olup lafız tamamlanmadan yapılan vakıflardır. Mesela: mevsuf ile sıfatı ayırarak bedel ile mübdelün minhi arasını açarak yapılan vakıflardır. الْحَمْدُ لِلّٰه gibi. Başka bir tarifle Kelâmın tamam olmakla beraber kendinden sonrası ile lafız ve mana itibâri ile alakası bulunan yerde yapılan vakıftır. بسم الله – صراط الذين انعمت عليهم de durmak gibi. Vakfedilen yerler eğer ayet ortası ise geriden alınarak devam edilirken ayet sonlarında geriden alınmadan kıraate devam edilir.
347-Vakf-ı Kabih ne demektir?
&Durulması uygun olmayan vakıftır. Mana ve Lafız tamamlanmadan yapılan vakıflardır. Buna Vakf-ı Izdırari veya Vakf-ı Mecburi de denir. Böylesi yerlerde bir zaruret olmadan keyfi duruluyorsa Vakf- ı Kabih olur. Nefes yetmeme gibi mecburen duruluyorsa Vakf-ı Izdırari denir. Mesela: Muzaf ile muzafın ileyhi ayırarak fiil ile failin ve mefulun arasını açarak veya sadece mübteda üzerinde durmak اِنَّ – اِنْ – هِنْ – اِليَ – خَلَي – فَلاَ – اِلاَّ gibi edatlar üstünde durmak Vakf-ı Kabihtir. Mecburen durulursa Vakf-ı Izdırari olur. لَقَدْ كَفَرالذِينَ قالوُ Başka bir tarifle Kelâmın tamam olmadığı ve bir mananın anlaşılmadığı yerlerde vakfetmeye denir. إن الله لا يستحي , بسم , الحمد , رب gibi kelimelerde yapılan vakıftır. Bir zaruret olmaksızın böyle yerlerde durmak caiz değildir. Durulduğu takdirde muhakkak geriden alınarak başlanır. Hoca talebesine ders öğretmek için vakf-ı kabih de olsa durabilir. İşte bu hususta arapçaya büyük bir ihtiyaç vardır.
348-Vakf-ı Kâfi ne demektir?
&Mana tamam olup başka bir sebebden dolayı sonraki gelen ayetle ilgili olan yerlerde durmak gibi. اَمْ لَمْ تُنْزِرْهُمْ لا يُؤْمِن – وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ – الْيَوْمَ أُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ Başka bir tarifle, bir cümlenin, lafzının veya kelime dizisinin nihâyet bulduğu, fakat mâna itibariyle daha sonraki cümle ile alâkalı olduğu yerde vakfetmeye denir. Genel olarak fasılalı ayetlerde bulunur. وما انزل من قبلك (Bakara 2/4) gibi. Bu gibi yerlerde de durmak evlâdır. Durulduğunda geriden alınmadan devam edilir. Ancak kıraati kesmek doğru değildir.