TÜRKİYE’DE LAİKLİK VE DİN-DEVLET İLİŞKİLERİ
34-Türkiye’de laikleşme süreci nasıl başlamıştır?
&Tanzimat’ın ilanıyla başlayıp Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun ilanıyla devam eden ve hukuki yapının değişmesiyle başlayan süreç, Cumhuriyet dönemindeki değişim projesinin temelleri olarak görülebilir. Ayrıca 1.Meşrutiyetin ilanı ve 1876 Kanun-i Esasi’nin kabulü siyasal yapıda klasik anlayıştan uzaklaştığını gösteriyordu ki bu da uzun dönemde aslında laiklikle sonuçlanan bir sürece hazırlık olarak yorumlanabilir.
35-Türkiye Cumhuriyeti devleti ne zaman resmen laikleşmiştir?
&Birinci dünya savaşından yenilgiyle çıkan Osmanlı devletinin yıkılmasını müteakiben kurulan Türkiye Cumhuriyeti laik temeller üzerine kurulmuş, dini ve dünyevi otoriteyi temsil ettiği düşünülen halifelik lağvedilmiştir. Din; siyasi, meşruiyet ve otorite kaynağı olmaktan çıkarılmıştır.
36-Laikliğin temellerinin atılması, yapısal ve yasal dönüşümlerin gerçeklemesi sürecinde yapılan yenilikleri nelerdir?
&Dini siyasi meşruiyet aracı olmaktan çıkaran halifelik kurumunun kaldırılması
&1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu
&1925 tarihli tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanun
&1926 tarihli Türk Medeni Kanunu ve 1934 tarihli bazı kisvelerin giyilmesini yasaklayan kanunların çıkarılması laik yapıya geçişin önemli basamakları arasında yer alır.
&Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1924 tarihli ilk anayasasındaki devletin dininin İslam olduğu ilkesi 1928yılında anayasadan çıkarılmış yerine 1937 yılında yapılan bir değişiklikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin “laik” olduğu ilkesi konulmuştur. Aynı ilke 1961 Anayasası’nda Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında sayılmıştır. 1982 Anayasası da bu ilkeyi Cumhuriyetin temel ilkeleri arasında saymış ve bu ilkenin değiştirilemeyeceğinin ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğinin altını çizmiştir.
&Laiklikle ilgili anayasada yer alan önemli bir düzenleme Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili olmuştur.3 Mart 1924 tarihinde Şer’iye ve Evkaf Vekâleti kaldırılmış ve din işlerinden sorumlu Şeyhülislamlık makamı ilga edilmiştir. Bunun yerine din hizmetlerinde devamlığı sağlamak, toplumun dini ihtiyaçlarını karşılamak ve bu alanda doğabilecek kurumsal boşluğu doldurmak amacıyla, 429 sayılı Kanunla, Başvekâlet bütçesine dâhil ve Başvekâlete bağlı Diyanet İşleri Reisliği, bugünkü adıyla Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.