PEYGAMBER’İN GEÇİM KAYNAKLARI ANA HATLARIYLA ŞUNLARDIR:
ØEnfâl Sûresinin 41. âyetinin hükmüne göre ganimetin beşte birinden aldığı hisse. Ayette geçen Allah ve Resûlü’nünhissesi bir kalem kabul edilirse bu, “humusu’l-humus” (beşte birin beşte biri) yani yüzde dört oranındadır. Hz. Peygamber yine Enfâl Sûresinin 41. âyetine göre savaşa katılan gazi sıfatıyla, savaşa iştirak eden gazilere dağıtılan beşte dörtten de hissesine düşeni almıştır. Bunların dışında Hz. Peygamber, “safiy” denilen ve ganimet taksim edilmeden öncebaşkomutanın seçip beğendiği maldan sembolik olarak almıştır. Bu aldığı, bazen bir kılıç, bazen bir at, bazen bir köle veya cariye veyahut da herhangi bir eşya olmuştur.
ØHz. Peygamber hediye kabul ederdi. Dolayısıyla onun bir gelir kaynağını da kendisine hediye edilen ve bağışlanan mallar oluşturmaktadır. Mesela Benî Nadîr’den Muhayrık isminde bir Yahudi, Uhud Gazvesi’nde onun safında savaşmış, bu savaşta ölmeden önce vasıyet yoluyla yedi adet bahçesini kendisine bağışlamıştır.
ØBarış yoluyla ele geçirilen gayr-i müslim topraklarından elde edilen arazi geliri. Mesela Fedek arazisi gibi. Hz. Peygamber’in maddi mirasını menkul mallar ve gayr-i menkul mallar şeklinde iki kısımda mütâlaa etmek mümkündür. Menkul olanlar, para, zâtî eşya, hayvan gibi mallardır. Hz. Peygamber hastalığı esnasında yanında bulunan yedi (bazı rivayetlerde beşten dokuza kadar çeşitli rakamlar verilmektedir) dirhemin fakirlere dağıtılmasını istemiştir.
ØGayr-i menkul mallara, yani arazilere gelince, Hz. Peygamber’in vefatından sonra kızı Hz. Fâtıma başta olmak üzere bazı yakın akrabaları Hz. Ebû Bekir’den onun mirasını istediler. Hz. Ebû Bekir, Resûlüllah’ın”Biz peygamberler miras bırakmayız, bıraktığımız sadakadır” buyurduğunu söyleyerek, onun terekesini taksim etmeyeceğini, ancak hayatta iken kendisinin bakmakla mükellef olduklarına bakacağını ve onun sarfettiği yerlere de aynen sarfedeceğini bildirdi.
ØHz. Peygamber Fedek arazisinin gelirlerini ailesinin giderleri için harcar, amme işlerine, yolcu ve misafirlere sarfederdi. Dolayısıyla Hz. Peygamber, arazileri intifa hakkı kendinde kalmak şartıyla kamunun istifadesine vakfetmiştir. Hz. Peygamber’in manevi mirası Kur’an ve Sünnettir. Humusu’l-humus: (Beşte birin beşte biri) yani yüzde dört oranındadır.